Çevirmen: Rising Gambler
Düzenleyici: Rising Gambler
11.Bölüm: Öteki Dünya Ayı
Rattle, Rattle
Tren istasyona yaklaştığında frenin sesleri duyuluyordu.
Hansoo daha önce arkadaşlarıyla gizli parça hakkındaki
konuşmalarını hatırladı;
< İlerledikçe yeni
istasyonlar ortaya çıkıyor. Ben dördüncüde inmiştim.<
< Ben de yedinci
istasyonda inmiştim ama beklediğim gibi bir şey vermemişti. <
< Ben de aynıyım.
Sonuna geldiğimde bir jackpot olduğunu düşünürken saçma sapan şeyler çıkmıştı,
lanet olsun.<
<Ben birinci
istasyonda inmiştim. Ograng’ın demir
elidiveni olması lazım adı…<
<Ne? Benim ki
Ketil’in Tırnağı idi.<
<Benim ilk
istasyonum Helmet’in Kaskıydı…<
Önceki konuşmamızda istasyonlar hakkında bilgi edinmiştim.
İlk olarak toplam 20 istasyon vardı. İkinci olarak ise hepsi rastgele
sıralanıyordu her seferinde.
Üçüncüsü istasyonu geçtiğinde bir daha ona geri dönmen
mümkün değildi.
Chiiiik
Bir başka platforma geldiğinde bir eserin orta alanda bomboş
şekilde durduğunu görelim.
‘Ne olduğuna bakalım. ‘
Bol bol zamanı vardı. Tren Hansoo hareket edene kadar
hareket etmiyordu.
-Raroon’un Tacı-
Hansoo renkli tacı inceledi. Takan kişinin algı statını 10 puan
yükseltiyordu. Bu zeka seviyesi düşük canavarlarla karşı karşıyayken işe
yarayabilirdi, o sırada gereksinimlerini görünce şaşırmıştı. 25 algın olması
gerekiyordu. Başlangıç için standartı oldukça yüksekti. İşe yarar bir şey olsa
da ilerde pek anlamı olmayacaktı bu yüzden almaktan vazgeçip trene geri döndü.
…………………..
‘ Bu on ikinci
istasyon… ‘
Hansoo hafifçe iç çekti. Sekiz silah demek… Aslında gizli parça olarak silah almak
oldukça mantıkıyı. Statlarını yükselten güçlü bir silah ile genel olarak
avlanmak kolay olurdu ancak uzun vadede üşünülünce Hansoo için gereksiz
kalıyordu çünkü Hansoo’nun simyacı
yeteneğiyle eğitim alanında bile iyi materyal bulursa buradaki silahlardan daha
iyisini yapabilirdi.
‘ Umarım başka bir silah daha çıkmaz. ‘
…………………
Hansoo yavaşça platformu kontrol etti ve ilginç bir şey
gördü. Platform da bir tane sigara paketi vardı.
-Maniac’ın Bulutları-
Sigara peketinde 20 tane sigara vardı ama bunlar sıradan
sigara değillerdi. Sigarayı içtiğinde rünlerinde artış sağlıyordu. Bir sigarayı
bitirdiğinde statlarında %20 artış görülüyordu. Oldukça iyi bir itemdi. Zorlu
bir rakip ile karşı karşıyayken bu sigaralardan birini içmek savaş gücünü içmek
iki katına çıkarmak demekti.
‘Bekle, Eres’e sigarayı bırakacağıma söz vermiştim. ‘
Bir an duraksa da bu durumda onu anlayacağını düşünerek
Hansoo sigara paketini almaya karar verdi ve trene doğru yürüdü.
……………….
Hansoo trenden indiğinde bütün ışıklar kaybolmuştu. Hiçbir
yerden ses gelmemesi onun yalnızlığını gösteriyordu. Yavaşça ilerlerken ikinci
parça hakkında düşündü.
İlk gün oldukça
verimli geçmişti. İkinci parça eğitim alanında dört gün sonra ortaya çıkacaktı
o yüzden şimdilik onun hakkında yapacak bir şey yoktu. O sırada ilk günden tren
istasyonunda son katı temizlediğinden aldığı görev listesi aklına geldi ve
inceledi.
118 canavar öldürme oldukça iyi bir görevdi. Hem ödül
alırken hem de rün toplayabilirdi. Aslında görevlerin otuz tanesi iki günde
yapılabilecek görevlerdi ancak bir şeyi anlayamamıştı. Bazı görevler kolay
olmasına rağmen iyi ödüller verse de bazıları zor olmasına rağmen sadece birkaç
rün veriyordu. Bu sistemi düzenleyen kişi pek üzerinde düşünmemiş gibiydi.
Görevleri incelerken aralarından en iyi ödül verenlerden
birini seçti
-
Çürük Büyücü tarafından yapılmış Adaçayı –
Bu ödül oldukça iyiydi. Bir tanesini yediğinde statlarının
on arttırmasıyla birlikte ayrıca iyileştirici özelliği de vardı.
‘ Bu ödül kesinlikle eğitim alanı için fazla. Hatta kırmızı
bölge için bile iyi bir ödül. ‘
O sırada çıkan sese doğru odaklandığında bir insan mı var
diye etrafı inceledi.
Enbi Arin.
Final Arenalarına seçilen üyelerden biriydi. Kötü kişiliği ve insanları katlettiği ortaya
çıktığında hapise atılmıştı. O sırada ikinci en iyi ödül aklına geldi;
‘ Bir günde 100 insan öldür. ‘
Ek not Keldian’da bu görevi yapmıştı.
Enbi ile şu anda uğraşmak istemediğinden geri döndü. 100
insan öldürüp ödülü almak gerekse de ilerdeki bir çok eğitim alanında ki
görevler için insanlara gerekliydi. Hansoo karnının acıktığını fark ederek geri
dönmeye karar verdi.
Ay ışığı altındaki dükkanları gördüğünde Hansoo şaşkınlıktan
bir süre nefes almayı unutmuştu. Bütün dükkanlar bir gecede çoktan
temizlenmişti. Bu kadar hızlı dükkanı temizleyecekleri aklına gelmemişti o
sırada;
‘’ Hey şu çocuğa bak
! ‘’
İki adam Hansoo’yu gösteriyordu. O anda Hansoo yüzüne alaycı
bir gülümseme takındı… Oldukça güzel bir zaman da denk gelmiştiler.
……………..
‘’ Ah… Ne zaman
duracaklar. ‘’
Mihee iç çekti. Hansoo gittikten sonra tekrardan yedili
buluşmuş ve dükkanlardan bir şeyler almaya karar vermişti ama kalabalık bir
grup tarafından istila edilmişti. Bu yüzden hiçbir şey alamıyorlardı.
Aslında yetenek olarak daha güçlülerdi ama problem
aralarında ki sayı farkıydı. Hansoo ile geldiklerinde işe yarayan birkaç
malzeme alıp yemek almadıklarından şu an çok zor bir durumdaydılar. Eğer böyle
devam ederlerse açlık sıkıntı oluşturacaktı.
O anda Taesoon bu dünyayı daha iyi anlamıştı;
‘ Bu dünya da yalnız yaşamak mümkün değildi. ‘
Taesoon bile Hansoo’nun erken geri dönmesini ummaya
başlamıştı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder