21 Kasım 2016 Pazartesi

STWD 110


STWD 110 OKU


Çevirmen: Rising Gambler
Düzenleyici: Rising Gambler
110.Bölüm: VS Efsane Kan 2
Önceki Bölüm Sonraki Bölüm



‘’ Bir insan mı? ‘’
Michael şaşkın gözlerle Yuuto’ya baktı.  Micheal uzun yıllar yaşadıktan sonra genç yaşlarda insanlarla şeytanlar arasındaki en bariz farkın büyü gücü olduğunu biliyordu ama karşısında ki kişi nasılsa bu yaşında onun seviyesinde büyü kullanabiliyordu. Bu Michael’ın gururunu kırmıştı.
‘’ Yuuto……. -sama….?  ‘’
Beelzebub kendisine bir değil iki kere yardım eden insana karşı ne söyleyeceğini bilemiyordu. İlk seferinde maceracılar loncasındaki yardımı sayesinde kendini kaybetmeden problem çözülmüştü ve ikincisinde gerçekten hayatını kurtarmıştı. Artık Yuuto’ya farklı duygularla bakmaya başlamıştı.

‘’ Ne zaman bu kadar güçlü yapmayı öğrendin? ‘’
‘’ Ne? Eh, hep böyleydi sanırım. ‘’
Buldukları yeni numara olan yeri yıkarak aşağıya inme yöntemiyle inerken 6F deki büyü sesini duyunca Yuuto o tarafa doğru yönelmeye karar vermişti. Büyü sesinin boss odasından geldiğini düşünerek aslında daha saldıranı görmeden boss ölmesin diye büyüye saldırmıştı ama sonuç olarak bilseydi de aynısını yapacağını düşündü Yuuto.
‘’ Sana bir şey sorabilir miyim? Büyünü güçlendirmek için bir hile mi kullanıyorsun? ‘’
‘’ Hile falan  yok.  Sadece hızlı atmaya odaklanıyorum. ‘’
‘’ Atmak? ‘’
‘’ Ne kadar hızlı atarsam o kadar hızlı gidiyor, eh tekrardan gösteriyim. ‘’
Konuşmasını bitirdikten sonra Yuuto su büyüsü kullanarak elinde beyzbol topu boyutunda bir  buz sarkaçı yaptı ve Micheal’ın on santim solundan geçicek şekilde fırlattı.

Michael Yuuto’nun dövüş stilini gördüğünde kendini gülmekten alamadı. Böyle bir büyü gücü pek rastlanmasa da asıl rastlanmayan şey bu kadar güçlü bir fiziksel güç olmalıydı.  Kendisi büyü alanında deneyimli olmasına rağmen ilk defa büyü ve fiziksel gücü birlikte kullanan birini görüyordu.
‘’ Fuahahaha! İlginç. Oldukça İlginçsin!  Sanırım dünya hala insanları terk etmemiş. ‘’
‘’ ….Huh, teşekkürler. ‘’
‘’ Afedersin. Benim adım Michael. Michael Acard. Bana adını söyler misin? ‘’
‘’ Konoe Yuuto. ‘’
‘’ Fumu… Konoe Yuuto-kun demek… ‘’
Michael başıyla Yuuto’yu onaylarcasına salladıktan sonra konuşmasına devam etti;
‘’ Bu arada Yuuto-kun sen büyük bir yanlış anlaşılma içindesin.  Dışarıdan tatlı bir kızı korumaya çalışan kişi olsan da aslında gerçekte bu kız şeytan ırkından. ‘’
‘’ Biliyorum. ‘’
‘’ Biliyorum, gerçekten de çok şaşırdın. 500 yıldır birlite yaşayan bir toplum olduğumuzdan ayır etmek old-… ‘’
Michael bir anda Yuuto’nun söylediğini anlamıştı;
‘’….. Bekle, Ne?!  Yani bu kızın şeytan ırkından olduğunu biliyordun ve beni durdurdun mu? ‘’
‘’ … Evet, durum böyle. Bir sorun mu var? ‘’
‘’ …………… ‘’
Michael bir anda durumu kavrayamamıştı. 500 yıllık bir düşmanlıktan sonra insan ırkı doğal olarak şeytan ırkının isminden bile korkar olmuştu. Çocukken aileler geceleri yataklarından çıkarlarsa şeytan ırkının onları yiyeceğine dair peri masalları olan  bir jenarasyonda büyümüş bir dönemde nasıl bir insan böyle bir tepki verebilirdi ki?
‘’ Sanırım durum hakkında yeterince bilgili değilsin.  Şeytanlar uzun yıllar boyunca insanlığın bölgelerine saldırılar yaptılar ve hiç düşünmeden binlerce insanı katlettiler.  Şeytan Kral 500 yıl önce yenilip şu an barış olsa da çok yakın bir zamanda geri dönecek ve kaos tekrardan başlayacak.  Şu an onu koruman demek, bizi asla anlaşamayacağımız bir duruma sokman demek… ‘’
Bu Michael’ın Yuuto’ya son uyarısıydı ama Yuuto pek umursamış gibi görünmüyordu;
‘’ İnsan ya da şeytan olmasının bir önemi yok. Eğer  tatlı bir kız ise her daim onun tarafında olacağım. ‘’
Michael gülümseyen ifadesi yok olup ciddileşmişti. Yuuto’ya doğru hareket etmeye başlamışken;
‘’ Sanırım tahtası kırık bu beyni düzeltmek için bir yetişkinin seni biraz pataklaması gerekecek! ‘’





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder