22 Ekim 2016 Cumartesi

Rein 4



Çevirmen: Rising Gambler
Düzenleyici: Rising Gambler


4.Bölüm: Eğitim (3)



‘’ Bu durumda öncelikle bu problemi çözmeliyim. ‘’

Gizli parça…

Eğer kötülük tanrısının bile şansımı kıskanacağı türden bir eğitim bölümünde bir hazine 




bulabilirsem, 

benim için iyi bir başlangıç olmuş olacak. Önceki hayatımda birçok dahiyle karşılaşmıştım ama 

hiçbiri final bölgesinde diğer ırklara karşı başarı gösterememişti.

‘’ Şimdi düşünelim. İlk gizli parça en yakın tren istasyonunda olmalı. ‘’

Eğitim alanı iki aşamadan oluşuyordu.

İlk aşamada yüz insan beraber hareket ederdi. Üç  ay sonraki belirlenmiş arenaya çıkmak için 

gereken görevlerde birbirlerine ihtiyaçları vardı.

İkinci aşama da ise artık avlanma başlar ve mutlak bir güç oluşana kadar birbirleriyle savaşırlardı. 

Ayrıca ikinci aşamada daha önceden başlayanlarla aynı alanda olunacağından onlarla tanışabilirdin.

Daha sonradan eğitim bölümünde Hansoo iki gizli parça olduğunu öğrenmişti. Bu yüzden şimdi 

onları bulmak için çabalıyordu ama zamanı kısıtlıydı.

İlk hafta geçtikten sonra gizli parçalar yok olacaktı.

‘’ Gangnam İstasyonuna doğru gitmeliyim. ‘’

Gangnam istasyonuna doğru ilerlerken etrafa baktığında tekrardan her yerde kaos oluştuğunu gördü.

‘’ Böyle olacağını biliyordum. ‘’

Hansoo dilini şıklatıp etrafı gözlemeye başladı;

‘’ Neden bunu yapıyorsun!?  ‘’

‘’ Ahhk! Biz ayrı ilerleyeceğiz ! ‘’

‘’ Nereye!  Hayatta kalabilmemiz için hepimizin birlik olması gerek ! ‘’

Savaş bittikten sonra tekrardan  gürültü oluşmuştu.


‘’ Onların fikirleri muhtemelen birbirinden farklı. ‘’

Her yerde küçük kavgalar görülüyordu.

İnsanlar başkalarıyla birlikte gruplar oluşturmak istiyordu ancak kimin alıp kimin alınmaması 

konusunda sıkıntı yaşıyorlardı. Normalde eğer ki iki insan arasında görüşler farklıysa iki tarafta 
farklı 

yollar da ilerlerdi ancak yüksek stresli bir ortamda oldukları için karşılarındakilerin görüşlerine saygı 

duymayı bırak dinlemeye bile tahammül edemiyolardı.

Hansoo etrafı gözleyip ilerlerken bir anda ona doğru 3 erkek ve 4 kızın ilerlediğini gördü. 

‘’ Ah, ciddi misiniz… ‘’



‘’ H-Hey! Nereye gidiyorsun ? ‘’

Ona doğru gelenleri görürken kendini somurtmaktan alamadı.

‘ Bu seviyedeki bir güzellik… Kesinlikle çok sorun oluşturur. ‘

ÇN: İçinden düşündüklerinde bu şekilde tek tırnak ile göstereceğim.



Bu dünya da kural olmadığından güzel kızlar birçok  erkeğin dikkatini çekip, sahip olmak için 

savaşlar çıkmasına sebep olur. Hangi dünya da olursan ol, yanında bir kız gezdireceksen dikenin 

acısına katlanmak zorundasın.

Aniden aralarındaki bir kız konuşmaya başladı;

‘’ Biz birlik oluşturmaya karar verdik. Şuradaki kişiyle birlikte hareket edeceğiz ! ‘’

‘’ … ‘’

‘’ Hey Hansoo ! Neden bizi tanımıyormuş gibi yapıyorsun ? Biz dostunuz değil mi? ‘’

‘ Ah, tabi. ‘

Hansoo o an anlamıştı. Onlara göre çok uzun zamandır burada olduğu için artık kolejdeki dostlarını 

hatırlamıyordu.

Elli yıl öncesini hatırlamanın bir yolu yoktu.

‘ Ah tabi. Biz dörde dört takılan yakın arkadaşlar olmalıyız. ‘

O sırada kulenin oradan yirmili yaşlarda görünen bir  erkek gruba yaklaşırken Hansoo’yu hatırladı. 

Çılgınca Goblinleri keserken onlarcasını yok etmişti.

‘ Heralde bir dövüş sporu yapıyor olmalı.  ‘

Taesung, onun güçlü olduğunu anlamıştı.  Peri kahramanlardan bile daha güçlü olabileceğini 

söylediğinde bunun hayalini kuran tek kişi olmadığını da anlamıştı ve şu an yaralanmış görünüyordu.

Hansoo, Taesung’a  doğru baktığında bunun biraz problem oluşturacağını anlamıştı.

Normalde savaş daha yeni bitmişken tekrardan dövüşe girmek istemezdi ancak karşı taraftan 

saldırgan bir his alıyordu.  Hiçbir sebep olmaksızın  ona böyle bakması rahatsız etmişti ancak onunla 

tanışmaya da , savaşmaya da şimdilik gerek yoktu.

Hansoo arkasına dönüp hızlı bir şekilde yürümeye başlamışken arkadan bir ses duydu;

‘’ Bu piç beni görmezden gelip gitmeye çalışıyor… Hey! Nereye gidiyorsun? ‘’

Hansoo bu sözleri duyduktan sonra aniden ciddileşmişti;

‘’ Bana söylemek istediğin bir şey mi var? ‘’

Taesung  ona doğru yaklaşırken Hansoo’nun tutumundan rahatsız olmuştu;

‘’ Ne? Neden p.ç biri gibi davranıyosun. ‘’

O anda Hansoo’nun görünüşü yavaş yavaş sertleşmeye başlamıştı. Burada geçirdiği elli yıllık savaş 

deneyiminden sonra ciddi yüz hali bir şeytanınkine benziyordu.  Taesung onun bu halini gördüğünde 

biraz daha nazikleşmeye karar verdi;

‘’ Biz kötü insanlar değiliz. Sekiz kişi gibi görünüyorsunuz? Neden bizimle arkadaşlarının 


onay verdiği gibi birlik olmuyorsun?  Böylece daha hızlı güçlenebiliriz. ‘’

Bu kişi grubun lideri gibi gözüküyordu. Gözlerine bakmak bile onun nasıl bir tip insan olduğunu 

belli 

ediyordu. Onun gibi insanları kontrol edip güç arayışında olan insanlar için bu dünya bir kutsama 

sayılabilirdi. Sonuçta hiçbir yasa veya kural yoktu. Eğer Eres’in insanlara kapalı olmayıp, onlarla iyi 

geçinmesini istediği son sözü olmasa bu kadar bile konuşmaya sabredemezdi.  Aslında hepsini 

birden 

öldürüp gizli parçayı aramak çok daha kolay bir yol olurdu.

Hansoo hızlıca cevapladı;

’ Gerek yok. ‘’

Fazla insanla yolda ilerlemek kötü sayılmazdı ama diktatör kişilikli insanlarla ilerlemenin gruba 

zarardan başka bir etkisi de olmazdı.  Kalan arkadaşları Hansoo arkasına dönüp ilerlerken 

birbirlerine 

bakıp ne yapacaklarına karar vermeye çalışıyorlardı;

‘’ Seni g.t herif. ‘’

 Taesung, dişlerini sıkıp Hansoo’ya doğru ilerlerken araya Giltae girdi.

‘’…’’

Taesung, büyük abisinin bu tepkisine şaşırmıştı. Giltae, Taesung durduğunda konuşmaya başladı;

‘’ Şimdi kavga etme zamanı değil. Az önceki durumlar için organize olmalıyız. Şimdilik 

konuşacak bir yer bulalım. ‘’

Giltae etrafa baktığında 70 insandan az kaldığını görmüştü.

Garip bir yerde, garip canavarlar.


Ve üstüne lanet olası bir peri…

Durum zaten kötüyken, bir de üstüne başka problemler oluşturmak mantıklı olmayacaktı.

‘ Öncelikle atmosferi düzeltmeliyim. ‘

Giltae kalabalıktan uzaklaşmak için grupla birlikte ilerlemeye devam etti...


……………………………………



Taesoon, Hansoo’ya baktığında önünde düzensiz bir şekilde yürüdüğünü gördü. Gözlerinde ki 

karmaşık bakışları anlayamıyordu;

‘’ Şu an doğru zaman olduğundan emin değilim. ‘’

Geçmişteki halini düşündüğünde tam saf biriydi. Şimdi ona baktığın da onda farklı bir şey 

hissediyordu ama ne olduğunu anlayamıyordu.

‘’ Hey Hansoo! Gerçekten bizi hatırlamıyor musun? ‘’

‘’ Sanırım buraya geldiğimde amnezi yaşadım. Pek fazla bir şey hatırlamıyorum. ‘’

Mihee Hansoo’nun cümlesinden sonra gülümsemişti. Mihee tekrardan kendini toplayıp sordu;

‘’ Şu an nereye doğru gidiyoruz? ‘’

Hansoo kuleden ayrıldıklarından beri yolu biliyormuş gibi ilerliyordu ve buna şaşırmıştı;

‘’ Gangnam Tren İstasyonuna. ‘’

Hansoo kısaca cevaplamıştı.

‘’ Neden oraya? ‘’

Hansoo gittikçe sıkılmaya başlamıştı. Tek başına gitseydi bu tür uğraştırıcı şeylerle uğraşmak 

zorunda kalmazdı.

‘ Eres… Hala bana bela açmaya devam ediyorsun… ‘

 ‘’ Öyle hissediyorum. ‘’

‘’ Hissetmek? ‘’

‘’ Evet. Psişik Rün toplarken bir anda oraya gitmem gibi bir his geldi içime. ‘’

‘’ Bu adamı takip etmekle doğru mu yapıyoruz? ’’

Jisun bu sözleri, sevgilisi Gangtae’ye fısıldayarak söylemişti.  Taesung şüpheli bir şekilde yaklaştı. 

Bu dünya da her şey mümkün olsa da nedense pek doğru gelmiyordu.

Hansoo istasyonu gördüğünde şaşırmıştı;

’ Maalesef burada hala yaşayan arkadaşlarımız varmış. ‘’

Kuuaaaakkk

Hansoo Padao’sunu çıkardığı anda atıldı…


7 yorum:

  1. Elinize sağlık. Bölüm için teşekkürler. ...

    YanıtlaSil
  2. disqus yorum sistemi getirirseniz iyi olur siteye. elinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Elinize saglik bolum icin tesekurler

    YanıtlaSil
  4. Eline sağlık yp ne zaman glck

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu gece belki gelebilir ama yarın tdg de rein de olacak.

      Sil
  5. Eline sağlık aşırı hızlısınız

    YanıtlaSil