25 Kasım 2016 Cuma

Tales 80


TALES 80 OKU






Çevirmen: AllenWalker

Düzenleyici: Rising Gambler
Tales 80- Uzun Zamandır Görüşmemiştik

Önceki Bölüm Sonraki Bölüm

Kutsal Orkide Enstitüsünde
Beyaz sakallı ,  yaşlı bir adam önünde duran Xiao Ning er’e şaşırmış bir şekilde bakıyordu. Bu kıdemli enstitünün yardımcı müdürü Ye Sheng’di.
“Xiao Ning’er Göksel Kutsal Sınırına gerçekten girmek istediğine emin misin?”
 dedi kaşlarını çatarak
‘’ Göksel Kutsal Sınırına girmenin tehlikeli olduğunu biliyorsun değil mi ? Birkaç öğrenci buraya girdikten sonra Ruh bölgesinde ciddi hasar almış vaziyette çıktılar.”
“Müdür Yardımcısı ben buraya girmek için gerekli özelliklere sahip değil miyim?” dedi Xiao Ning’er kafasını kaldırıp Ye Sheng’e baktı. Gözlerinde kararlı bir bakış vardı.
“Elbette senin yeteneklerin girmek için uygun. Gümüş seviyeye ulaşmadan önce Göksel Kutsal Sınırına girmenin gerçekten büyük faydası var.” Dedi Ye Sheng. Uzun zamandır Ye Sheng’in böyle göze çarpan bir öğrencisi olmamıştı.
Ben Göksel Kutsal Sınırına girmeye karar verdim” dedi Xiao Ning’er kafasını sallayarak, onun gözlerinde benzeri görülmemiş bir kararlılık vardı.
“Peki baban ne diyor? O da girmene izin verdi mi?” dedi Ye Sheng.
“Evet” dedi Ning’er. Fakat Ailesinin onu bu hareketinden haberi dahi yoktu.
“Tamam o zaman. Durum buysa senin istediğini yerine getireceğim.” Ye Sheng onayladı. Birkaç öğretmenle birlikte Kutsal Orkide Enstitüsünün arkasında büyük binanın önüne geldiler.
Enstitünün öğretmenleri birbirlerine baktılar. Gerçek şuydu ki Onların hepsi Xiao Ning’er’in bu cesaretine biraz hayranlık duyuyorlardı. Xing’er gerçekten de Göksel Kutsal Sınırına girecek kadar cesaretli biriydi. Göksel Kutsal Sınırı aşırı derece gizemli bir yerdi. Sadece dâhilerin içindeki dâhiler buraya girebilirdi. İçeri giren öğrencilerinde ruhlarında bir çok problem oldu, hiçbir şey kazanamadan geri geldiler. Sadece birkaç öğrenci Göksel Kutsal Sınırı geçmeyi başarmıştı. Elbette bu Göksel Kutsal Sınırı geçen öğrenciler bir çok güçlü miras elde ettiler aynı zamanda çok güçlü bir uzman oldular. Bunlar en azından Siyah Altın Seviye Şeytan Ruhçusu oldular. Sadece Ye Mo Efsane Seviye Şeytan Ruhçusu olmayı başardı.
Göksel Kutsal Sınırı hakkında her zaman bir efsane vardı. Bu sınırı geçmeyi başaran kişi tüm Şanlı Şehrin odak merkezi haline gelirdi. Böyle bir yetenek Şehir Lordunun Konağına çağrılır ve koruma altına alınırdı. Şehir Lordu Konağı bu dâhiyi her zaman korurdu. Onlar bu dâhinin eğitiminin bölünmesine asla izin vermezdi. Aynı zamanda bir çok imtiyaza sahip olurdu.
Şanlı Şehrin şeytan canavarları tarafından şimdiye kadar yıkılmamasının sebebi bu dâhilerden dolayıydı. Bu dâhilerin yükselmesi demek Şehrin daha iyi korunması demekti. Bu nedenle Şehrin Korunması büyük oranda bu dâhiler tarafından sağlanırdı.
Ye Sheng ve öğretmenlerin rehberliği altında, Xiao Ning’er büyük yapıya doğru yürümeye başladı. O kafasına öne eğdi ve hayal kurmaya başladı. Nie Li’nin ne yaptığını merak etmişti.
“Seni takip etmeye devam edeceğim. Seninle yan yana savaşacağım. Ve bir gün En sonunda dikkatini bana vereceksin!” diye düşündü Ning’er.  Onun yüzünde büyüleyici bir allık oluştu. O Nie Li ile karşılaşmasını hatırladı. Bilmeden de olsa Onun kalbinde Nie Li’nin görünüşü hiçbir zaman gitmeyecekti.
Xiao Ning’er in bu kadar çabalama sebebinin yarısı da Nie Li’nin dikkatini çekmekti.
Xiao Ning’er kafasını kaldırdı ve adımlarını hızlandırdı.
Birkaç gün sonra Şanlı Şehrin Kuzey Savaşçı Alanı,
Kuzey Savaşçı Alanı birkaç kilometre çapına sahip bir alandı. Bu alanın seyirci kısmı on bin insanın oturması için yeterdi. Burada sıklıkla bir çok yarışma düzenlenirdi. Bunun sebebi Şanlı Şehrin insanlarının dövüş sanatlarına olan ilgisinden kaynaklıydı. Yarışmalar sırasında sürekli çok sayıda seyirci yarışmayı izlerdi. Aynı zamanda çok fazla bahis oynanırdı.
Aynı zamanda bir çok önemli aileden insanlar Kuzey Savaşçı Alanındaki yerlerini çoktan almışlardı. Göksel İşaret Ailesinin üyeleri alanın kuzey köşesinde ki yerlerini almışlardı. Onların Aziz Aileye olan mesafeleri çok ta uzak sayılmazdı.
Geçmişte,  hiçbir aile Göksel İşaret Ailesine fazla dikkat etmezdi. Fakat şimdi, hiçbir aile Göksel İşaret Ailesini göz ardı edemezdi.
Diğerlerini kıskandıran ve kızdıran diğer bir konu ise Direktör Yang’ın da burada olmasıydı. O birde Simyacılar Derneğinin üç kıdemlisiyle birlikte gelmiş ve Göksel İşaret Ailesinin hemen sağ tarafında oturuyorlardı. Onlar Göksel İşaret Ailesiyle gülüyor sohbet ediyorlardı. Bundan dolayı diğer aileler kıskançlıktan çatlamaya başlayacaklardı.
Normalde, aileler Direktör Yang ve Simyacılar Derneğinin kıdemlilerine yaranmak için ellerinden gelenin en iyisini yaparlardı fakat şimdi ne yaparlarsa yapsınlar Yang’ın ve kıdemlilerin dikkatini çekememişlerdi. Aileler bunların gözünde hiçbir şeylerdi. (Yang ve kıdemlilerin) Ancak Direktör Yang’ın Göksel İşaret Ailesinin üyelerine karşı tavrı oldukça iyi ve nazikti.
“Küçük kardeş Nie Li, geçen ki aldığın çömlek neredeyse Ablan Yang’ın hayatına mal oluyordu. Bu durumu nasıl telafi etmeyi planlıyorsun acaba?”
 dedi Yang Xin tatlı tatlı Nie Li’ye bakarak. Gerçekte, durum o kadar da ciddi değildi. O gün Yang Xin’i öldürmeye çalışanlar onun korumaları tarafından bir göz kırpma süresince halledilmişlerdi. Herhangi bir tehlike yoktu yani. Fakat Nie Li’nin önünde onun sesi oldukça ciddiydi.
Nie Li, doğal olarak, Yang Xin’in ne istediğini biliyordu. Nie Li sakince gülümsedi ve “ O konu hakkında büyük abla Yang’a bir iyilik borçlandım” dedi.
“Güzel!” Yang Xin gülümsedi, yumuşak belini biraz esnetti ve
 “Neden bu turnuva daha başlamadı. Biraz sıkılmaya başladım. Küçük kardeş Nie Li de katılacak mı ? Eğer katılacaksa büyük ablanın bütün dikkati senin üzerinde olacak” dedi.
Diğer ailelerden bir çok adam Yang Xin’in bu büyüleyici düzgün vücuduna büyümüş gözleriyle baktılar, onlar bakışlarını Yang Xin’den kaçıramıyorlardı. Onlar Yang Xin esnediğinde onun dolgun göğüslerini gördüler ve ağızlarından salya akmasına engel olamadılar.
Yang Xin’in güzelliği haricinde onun yüksek statüsünden dolayı kimse göze batmaya cesaret edemedi. Onun etrafında kim şaka  yapabilirdi ki? O bir ailenin kaderiyle oynayabilecek güçte birisiydi. Onun etrafında kim onu kızdırmaya cesaret edebilirdi ki?
Yang Xin ona şehvetle bakan gözlerin farkına varmıştı ve bunlara karşı tamamen ilgisiz kalmıştı. Bunun yerine onun gözleri ara sıra Nie Li’yi keserdi.
Nie Li ve Yang Xin sohbet ederken Aziz Aileden birkaç adam onlara doğru geliyordu. Onlara liderlik eden kişi ise Aziz Ailenin Asıl Kıdemlisi Shen Ming idi.
“Direktör Yang uzun zamandır görüşmüyorduk. Birkaç ailenin katıldığı bu dövüş sanatları turnuvasına geleceği hiç tahmin etmiyordum.” Dedi Shen Ming gülerek. Onun gözlerinde bir parça korku vardı. O Göksel İşaret Ailesinin Yang Xin’i ve Simyacılar Derneğinden üç kıdemliyi çağıracak gücü olduğunu hiç düşünmüyordu.
Aziz Ailenin üç ana aileden bir tanesi olmasına rağmen güç konusunda Simyacılar Derneğinin hala arkasında kalıyorlardı. Diğerlerini hesaba katmasak bile Aziz Aile tek başına Simyacılar Derneğinden çok fazla miktarda iksir alıyordu. Eğer Simyacılar Derneği bu iksirleri paylaşmayı ret ederse bunun etkileri çok büyük olurdu.
“Ben turnuvayla ilgilenmiyorum. Buraya sadece Küçük kardeş Nie Li’yi izlemeye geldim. Bahis bile oynayabilirim. Bu senenin bankerinin Aziz Aile olduğunu duydum.”
Küçük kardeş Nie Li?? Shen Ming’in dikkati bir anlığına Nie Li’ye kaydı. Nie Li ile Yang Xin’in arasındaki ilişkiyi gizlice düşünmeye başladı.
“Doğru. Biz, Aziz Aile bu senenin bankerleriyiz. Direktör Yang bir veya iki bahise katılır mı acaba?” Shen Ming’in ifadesi bir anlık sertleşti. Hangi salak Simyacılar Derneğinin maddi durumunun oldukça iyi olduğunu bilmezdi ki. Aziz Aile bile olsalar onlarla oynayamaya güçleri yetmezdi.
“Ben rastgele oynuyorum. Benim tüm bahislerim sadece Nie Li’nin üzerine olacak. Asıl kıdemli Ming, sizin endişe etmenize gerek yok. Ha Ha Ha.” Dedi Yang Xin.
Nie Li bakışları önce Shen Ming’e kaydı daha sonra Ming’in yanında duran Shen Fei’ye kaydı. O Shen Fei’in ona karşı şiddetli bakışlarını gördü. Shen Fei Nie Li’den sadece onun nişanlısını çaldığı için nefret etmiyordu. Nie Li’nin arkasında Yang Xin olmasaydı Shen Fei çoktan Nie Li’nin yanına gelip onu havaya uçururdu.
“Haha! Genç Usta Shen Fei, uzun zamandır görüşmemiştik.” Nie Li Shen Fei’nin öfkeli bakışlarını tamamen görmezden geldi. Sanki onların arasında hiç kin yokmuş gibi davrandı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder